Beypazarı Ankara'nın reklamı yapılan en güzel ilçesi. Şehre biraz uzak olsa da İstanbul Yolu'na çıkınca Sincan yönünde yol kenarında 10 dakika beklerseniz Beypazarı'na giden araçları bulabilirsiniz. 1 saati biraz aşan yolculuktan sonra modern bir ilçe görünümünde olan merkezinde ilerleyince yeni ve eski şehir bölgesi olmak üzere ayrılıyor. Eski yerleşim bölgesinde alt kesimden insanların olduğunu gözlemledim. Burada kesme taşlardan oluşan yollar ayaklarımızın altında hafif zorlarken sağınıza solunuza bakarak gezmek oldukça eğlenceli oluyor.
 Eski yerleşimin yolu ortasında havuç heykeliyle karşılaşıyorsunuz. Bankalar, dükkanlar hepsi eski yapılarıyla düzenli bir oluşum.

Küçük bir hali ve uygun fiyata yiyebileceğiniz lezzetli lokantalarıyla Ankara'dan uzaklaşmak için güzel bir bahane.20 liraya Kızılay'da yiyebileceğiniz iki dürüm ayran iken burada ana menü yiyebileceğiniz lezzetli mekanlar var. Hatta yanında da ikram çaylar.


Eski evlerin eski sokaklarındaki sessizliği resmetmek kadar eğlenceli bir şey varsa o da o sokak aralarında kendi halinde satış yapan, çalışan insanları görmek. Safranbolu'yu aratmayan hediyelik eşyalar, yiyeceklerin olduğu sokakta teyzeler size ikramlarıyla yol üstünde karnınızı doyurabilir.

Gümüşünüzü alın, müzelerini gezin, baklavası, havuç reçeli, havuç lokumunu mutlaka tadın ve hıdırlık tepesine küçük sokakları takip ederek çıkın. şehri izlemek için en güzel yer olan tepe de bir de çay içip sıcak sohbetle günü burada tamamlayabilirsiniz.

Sevdiklerinizle gelin ve sizlere güzel şehrin tatlı insanlarıyla gezme fırsatı bulun. Başkent ne kadar griyse burası da o kadar kahverengi. Dağları, evleri, taşı toprağı...

İyi gezmeler.. Başka yazılarımda buluşmak dileğiyle.