Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
MaYRıT. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Ephesus - Efes Antik Kenti

Yıllar yıllar öncesinde geldiğim bu şehir yine karşıma çıktı ve hiç düşünmeden gidip bir Müze Kart çıkarttım 20 liraya girdim içeri. Bendeki tarih sevgisinde midir bilmem ancak Romalılardan, Selçuklulardan, Osmanlı'dan kalan ne varsa gidip görmek istiyorum. Bu listenin başında Roma'lılar geliyor kesinlikle. Belki de kendi dönemlerinde yaşayan diğer medeniyetlerden daha üstün ve gösterişli yapıları ve hayatları olduklarından. Ha bir de Spartacus  ve Rome dizilerinin etkisini de belirtmeden geçmeyeceğim. 

Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı dönemleri boyunca yaklaşık 9000 yıl kesintisiz yerleşim görmüş ve tarihinin tüm aşamalarında çok önemli bir liman kenti ve kültürel ve ticari merkez olmuştur.


İlk adımımızla birlikte sıra sıra dizilmiş sütunlarla karşılaşıyoruz. Faaliyet halinde gözüken bir kazı ve restorasyon göremedim. Kütüphaneye varınca sol tarafta bir kazı alanı dışında. Bana mı az geliyor bilmiyorum ama ülkemizde tarihi alanların çokluğu ve çalışılan alanın deniz içinde bir damla kadar buluyorum. Ne kadar tarihi eser varsa hepsi gün yüzüne çıkıp bunları müze ülke olarak tüm dünyaya sergilenmesini isterdim. Düşünsenize müze kartı olmayanı ülkeye sokmuyoruz falan :) 
Neyse gezerken burada taşlara çıkmadan, burayı benim amcam yaptı gibi pozlar vermeden sağa sola baka baka gezdim. Kalabalıktı ve çoğu gözü çekik vatandaşlardan oluşuyordu bu kalabalığın. Tarihi alanları bizim vatandaşlarımız daha az yerli turistin merak ettiğini gözlemledim. Taştan yapılı yollar, kanalizasyon sistemi, Nike tanrısı heykeli, dönemindeki dünyanın en büyük kütüphanesi, tiyatroları(büyük tiyatro 25.000 kişi kapasiteli) ,aşk evi(genel ev), ibadet alanları derken modern şehirlerde ne varsa burada da aynıları varmış. Hatta modern şehir anlayışını Romalılardan aldığımızı düşünmek yanlış olmaz. 
Harika taş işçiliği, oymacılığı, sanatın ne kadar içinden geldiğini gösteriyor yüzlerce yıl sonra bile. Mimar gibi düşünemesem de bunca zaman sonra bile bizlere kalabildiyse eserler oldukça sağlam ve özenle yapılmış. Kaç savaş, kaç çağ kapattı bu taşlar.  Buraları gezerken aynı zamanda o insanların yaşayışlarını, adım attıkları, gezdikleri, eğlendikleri, öğrendikleri yerlerin içinde  anlamaya, hissetmeye çalışıyorum.

Kendi inandıkları tanrıları taşlara oymuşlar, bunları ana binalarının üzerilerine kazımış olmaları, inanışlarına ne kadar bağlı olduklarını gösterdi. Dikkatimi çekenlerden başlıca şeylerden birisi de Meryem Ana Kilisesi yerleşimin dışında bırakılması. Kilise sonraki medeniyetlerle gelmesine karşın neden daha merkeze yapılmadığını merak ettim. Yoksa kütüphanenin merkezi olması önce eğitim sonra din mesajını mı bizlere veriyor?



Çocukken geldiğimde burada oturup resim çizen insanlara denk gelmiştim. Şimdi herkes telefonlarına sarılıp fotoğraf çekiyor tabi işin kolayı varken. Mermer yoldan tiyatroyu gezip Kilise yoluna girerken bu şehirde 200.000 kişinin yaşadığını öğrendim ve buraya gelen ziyaretçi sayısıyla bile gözüme kalabalık gelen Efes o dönemlerde küçük İstanbul gibiydi sanırım.



Küçük bir notla kapatmak istiyorum yazımı. Hediyelik eşya dükkanından mutlaka bir anı alarak gitmekte fayda var. Bir daha ne zaman gelirim bilinmez ama aklımda kalacağı kesin Ephesus'un. 
Paylaş:Facebook Twitter Google+

0 yorum:

Yorum Gönder

Online Ziyaretçi

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı